Boyları 5 mm ile 2,5 cm arasında değişen güveler karanlıkta uçmak üzere programlandıklarından az miktardaki ışığı bile almalarını sağlayacak oldukça büyük gözlere sahiptirler. Normalde bu kadar büyük ve parlak yüzeyler yansıtma yapar. Yansıtma yüzey büyüklüğüyle orantılıdır. Yüzey büyüklüğü artıkça yansıma da artar. Eğer güvenin iri gözlerinin yüzeyi, üzerine gelen ışığı %4 oranında bile yansıtsaydı düşmanlarının dikkatini çekecek ve av olacaktı. Ancak güvenin gözünde parlama ve yansıma olmaz.
Güve gözünün yapısını ayrıntılı bir şekilde inceleyen araştırmacılar güvenin göz yüzeyinin dalgalı bir yapıya (sinüs dalgası) sahip olduğunu ortaya çıkarmışlardır. Güve gözündeki dalgalı çıkıntılar çok küçük olup, 200–250 nm (1nm = 10-9m) aralıklı ve derinliktedir. Güve gözü kademeli bir ışık kırılma indeksine sahiptir. Kırılma indeksi havada 1 iken güve gözü üzerinde 1,5 değerine doğru düzgün şekilde artış gösterir. Güve gözünün yansıma engelleyen yüzeyi Abbott ve Gaskell isimli araştırmacıların dikkatini çekmiş ve güve gözünü taklit ederek polimer bir yüzey üzerine kaplama yapmışlardır. Güve gözü taklit edilerek yapılan yansıma engelleyici bu yüzeylerin, sergi salonu camları, bilgisayar, cep telefonu ekranları, gözlükler, otomobil camlarında ayrıca radar sinyallerinin yansımasını engelleyecek askeri kamuflajlarda kullanılması planlanmaktadır. Ayrıca koyu siyah renkli deri ceketlerin renklerinin daha iyi görünmesi içinde bu teknoloji kullanılabilir.
Bu yüzeylerin üretilmesi sürecinde araştırmacıları zorlayan önemli bir problem, parmak izi temas ettiğinde yapıları bozmasıdır. Çünkü derinin salgısı olan yağ, parmak uçlarından dalgalı yapının aralarına girdiğinde dereceli kırılma indisini bozar ve yansımayı artırır. Bu nanoyapılar arasına giren yağı temizlemek kolay değildir. Özel bir mikrofiber kumaş ile temizleme gerekebilir. Güneş pilleri gibi dışarıda kullanılan yüzeylerde başka bir problem ise direk güneş ışığına maruz kalınması ile ultraviyole akrilit yüzeylerde 10-30 nm kayıp olmasıdır. Bu miktar bir kayıp, yüzey yansıtma özelliklerinin bozulmasına yol açabilir. Bu problemi çözebilmek için yüksek silika nispetine sahip, sol-jel gibi malzemeler kullanılabilir. Güvede ise, malzeme erozyonu veya kirlilik problemi yoktur. Güve gözü sürekli büyüyen ve kendisini yenileyebilen bir yapıdadır. Kendi kendini yenileyebilen ve büyüyebilen yapılar oluşturmak ise şu anki mühendislik sınırlarının çok ötesindedir.
About the author
