Fıtrat Merkezli Yaklaşım

Her insanda fıtrat olarak ifade edilebilecek bir öz vardır. Bu öze ulaşabilmek için çaba sarf etmek gerekebilir. Fıtrat merkezli yaklaşım ile inanan, inanmayan, eğitim gören, görmeyen, medenî veya değil, her insana ulaşmak mümkündür. Ancak o kişinin de iletişime açık olması gerekir.

Tebliğden önce temsil ile vazifeli kimseler, fıtratın uyanışına hizmet etmelidir. Biz yaratılan ile nasıl iletişim kurabileceğimizi bilirsek ona ulaşabiliriz. Yaratılış gerçeği değişmez. Her insan, inanma ihtiyacına ve güven duygusuna sahiptir. Bu fıtratı açığa çıkarma cesareti olanlara kapılar açılır.

İhtida ve İrtibat

İhtida, hidayet ve güzelliklere giden yolu bulmak manasına gelir. İhtida ve irtibat (rabıta) bir çok kötülüğü bertaraf edebilir. Öncelikle hidayete eren kişi, her türlü maddi ve manevi beladan emniyete kavuşur. Hidayete eren kişinin her şeyi ve hatta bakışı bile değişir. Zira gözün görüşünü, kalbin nuru şekillendirir. Her baktığında Rabb’inin kudret ve tecellisini görebilen kişinin attığı her adım bir mana kazanır.

İnsan, İlahi kudreti tefekkür ederek bakabilirse bir çok şeyin hakikatine vakıf olabilir.

Maddedeki bir adım, manadaki binlerce adım olabilir. (Miraç mucizesi)

İhtida ile istikamet yoluna giren kişi, Hakk ve hakikatin temsili, Kur’ân, sünnet ve değerlere irtibatı ile rıza-i ilahiye erişebilir.

Hayat ve Dini Tutum

Hayatın akışı içinde insanların dini tutum ve davranışları ile ilgili kanaat oluşturmak çok zorlaşmış gibi görünüyor. Dini bir görüntü vermeyenlerin de dini bir tutum sergileyebilmesi son zamanlarda da fazla dikkatimizi çekmektedir. Bunun tersi de temsili zedelemektedir.
İnsanların giyim, tutum ve davranışları dini tecrübeyi ne kadar yansıtıyor? Sorusunu iyi cevaplamalı ve kaliteli dini hayat için neler yapılmalı? Üzerinde kafa yorulmalıdır. Dini doğru bilgi ve eğitim ön plana çıkarılmalıdır.
Çoğu dindar görüntüsü verenlerin unuttuğu veya ihmal edebildiği “arabaya binerken besmele çekme” hassasiyetini, görüntü olarak dinden uzaklarda gerçekleştiğine şahit olunmuştur.
Son zamanlarda çok dikkat çeken, tesettürlü olmadığı halde namaz kılan bir kesim oluşmuştur. Bu hem sevindirici hem de düşündürücü bir gelişme gibidir. Sevindirici olması herkes Allah’ın kuludur. Onlar da bu kulluklarını bir şekilde hatırlayıp huzura çıkmaktadırlar. Düşündürücü tarafı İslam’ın tam olarak yaşanması ve İslam algısının değişiyor mu olduğu ile ilgilidir.
Ramazan ayında veya nafile oruç tutma konusu da buna benzer. Namaz kılmadığı halde oruç tutan niceleri vardır. Sünnet olan teravihi kaçırmadığı halde farz olan namazı kılmayanlar çoktur. Dini bütünlük işin neresindedir veya gelenek algısı ile mi dindarlık söz konusudur?
Toplum olarak ötekileştirme sürecini çok sık kullanmaktayız. Birbirimizi biraz daha iyi anlamaya çalışsak sanki çok şeyler daha iyi olacak gibi görünmektedir.
İşin özünden mahrumiyet, gerçek boyut ile irtibatı koparabilmektedir. Farklı kesim ve görüşlerin aynı masa etrafında, gönüllerin birbirine açık olduğu bir atmosferde paylaşıma dönüşmesi, hayatı ve dini daha kaliteli yaşamamızın yollarını açabilecektir.

İhtiyaç Merkezli Yaklaşım

Bedeni Haz ve Ruhi Haz

Haz, insanımızda öne çıkan bir değer haline gelmiştir. Hız ve haz son çağa damgasını vuran iki ayrı unsurdur. İnsanın başını döndüren bu durumları, iyi değerlendirip görebilmek gerekir. Aksi halde ya çağı veya insanı kaybedebiliriz. İnsanı sadece bedenden ibaret sanan yaklaşım onu, stres ve bunalıma atmıştır. Ya uyuşturucu bataklığına düşmüş, ya eğlence mekanlarında huzur arar hale gelmiş sonunda intihara giden, cinnet geçiren, kalabalık içinde yalnızlaşan bir hayat tarzı öne çıkmıştır. Anlaşılması gereken bazı durumlar vardır. Şöyle ki: İnsan, beden ve ruh gibi iki ayrı unsuru barındırır. Ruh bedenden ayrılınca ona ceset denir.
Beden, gelip geçici yani fânî olduğu için bedenî hazlar da gelip geçicidirRuh, bâkî ve ezeli olduğu için ruhî hazlar derinden etkileyici ve kalıcıdır. Beden insanın cismani tarafını temsil ettiği için dünya gibi her şeyi de fanidir. Böyle olunca manaya taşınamayan fiiller de fani ve geçicidir. Ruh mana alemine ait olduğu için her yaptığı uzun soluklu ve ebedîdir.
Huzur ve gerçek haz, İlahî huzurda durmakla erişilebilecek bir değer ve duygudur. Tatmin; gönlün huzura ermesi, itminanı kalp, zikir ve fikir ile mümkündür. Şükür bilinci ile sahip olduklarımızın değerini bilirsek, sahip olamadıklarımıza erişmenin de yolları açılabilecek haz ve hız, istikamet üzere hedefe yönelik olabilecektir.

İyilik ve Kötülük

Hayatta hatırlanılması gereken iyilik ve güzellikler olduğu gibi, unutulması gereken kareler ve kötülükler de olabilir. İstenmeyen kare, film şeridinden çıkarıldığı gibi hayatımızdaki kötü kareleri kesip atmalıdır.
Bizi ve vicdanımızı rahatsız eden konular, Allah’a karşı yapılmışsa tevbe, insana karşı yapılmışsa özür dilenir.
Bize kötülük yapılmışsa, kin, nefret ve öfke en çok taşıyanı rahatsız edeceğinden o kare de kesilip atılmalıdır. Yani kötülükleri unutmak, iyilikleri tazelemek gerekir.
İyi bir dünya kurmak istiyorsak kötülüklerden uzak durmalıyız.

Duygu Yönetimi ve Değerler

Duygu, insanın ayırt edici en önemli vasıflarındandır. Olumlu ve olumsuz duygular arasındaki hassas çizgi, insanlık kalitesini ortaya çıkarır. Kişilik de duygu yönetimiyle şekillenir.

Kişinin eğitimi, üslubu, hayat tarzı, eylem ve sözleri, iletişim ağını oluşturur. Duygu yönetimi, bu iletişim ağının ve kimliğin oluşmasıyla yakından ilgilidir. Hangi duygunun hangi hedefe yönelik nasıl kullanılacağı, nefis mücahedesi denilen uzun uğraşları gerektirir ve hayat boyu devam eden bir süreci kapsar.

Ahlâkî ve duygusal eğitimi sağlıklı bir zeminde şekillenmeyenler, duygu yönetimi hususunda zorluk çekebilirler. Kişinin iç dünyasındaki fırtınalar, şuur ve şuuraltı seviyesinde kişisel bütünlüğü, tevhide yönelik olabilmelidir.

Arzu ve hevesin meşru veya gayr-ı meşru kullanılmasıyla duygu yönetimi yakından ilgilidir. İnanç ve değerlere dayalı olmayan bir tutum, kişiyi farklı mecralara savurabilir.

Size ait olmayan bir şeye yaklaşımınız veya bakışınız, inanç ve değerlerinize ne kadar uygundur? Eğer tevhitten bahsediyorsak, her şeyde bu tevhidi gerçekleştirme derdimiz var mı? Yoksa farklı bahane ve meşrulaştırma oyunlarıyla kişi kendini mi kandırmaktadır?

Şu veya bu kişinin, şu veya bu şekilde giyinmesi veya davranması bizim duygu dünyamızı nasıl etkiliyor? Duygu yönetimi ile inanç ve değerlerimiz ne kadar uyumlu? Sokak, medya, zaman deyip geçiştirme taktikleri mi uyguluyoruz yoksa temel değer ve ölçülere uygun duygu ve düşünce yönetimi diye bir derdimiz var mı?

Görev ve Sorumluluklar

Aile, iş ve toplumda görev ve sorumluluklar iyi belirlenmelidir. İyi belirlenip kabullenerek yapılmayan görevler, bazı algılama problemleri yaşatabilir.
Kurum kültürünün oturduğu yapılarda görev ve sorumlulukların büyük ölçüde belirlidir. İş yapana fazla yüklenmek, geçiştirme mizacındakileri devre dışı bırakmak grup içi problemlerin yaşanmasına sebep olabilir.
Evdeki iş bölümü ve beklentiler, aile ve çevre itibariyle değişebilir. Bu durum konuşulabilmeli, kabullenilemeyen beklenti içine girilmemelidir.
Kadın, erkek, küçük, büyük, ev sahibi misafir arası sağlıklı ve kaliteli iletişim, görev ve sorumlulukların daha etkili yerine getirilmesine katkı sağlayabilir

Duanın Gücü

Dua, insani bir özelliktir. Diğer canlılar dilleri ve gönülleri ile değil halleri ile dua ederler. Dua, yaratılan ile Yaratıcı arasındaki direk iletişim kanalıdır. “Alma mazlumun âhını, çıkar aheste, aheste” sözü ile mazlumun duasına işaret edilmiştir. Hiç ummadığınız kişiler de bu dua bağlantısı ile çok güçlü hale gelebilirler.
Annenin ve hocanın duasının reddolunmayacağı ifade edilmektedir. Etkili kimliklerin duasının yanında, günahsız dil ve ağız ile dua da önemlidir. Günahsız dil, müslüman kardeşin, diğer müslüman kardeşine duasıdır.
Allah katında da duanın ayrı bir yeri ve önemi vardır. Zira ayet-i kerimede “(Ey Muhammed!) De ki: “Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!” (Furkan, 25/77) ikazı ile kul ile Yaratıcı arasındaki dua bağının her daim canlı tutulması istenmektedir.

Gücünün duadan alanların karşısında durulmaz.

Bir Cevap Yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

clear formSubmit