Alemleri yoktan var eden Cenab-ı Allah insanı en mükemmel bir varlık olarak yaratmış, ona iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, hakkı batıldan ayıran Kitaplar ve bunları açıklayan Peygamberler göndermiştir. İnsan Peygamberlerin gösterdiği bu yoldan yürür ve ömrünü Allah’ın razı olacağı şekilde idame ettirirse hem bu dünyada mutlu olacak, hem de ebedi olan ahiret aleminde mutlu olacaktır.
Dünyada Yüce Rabbimizin istediği gibi bir hayat yaşayan insanlar için ahirette cennet denilen mükafat yurdu hazırlanmıştır. Cennet, alemleri yaratan, her şeye gücü yeten, yaratan, yaşatan ve bütün güzel isimler kendisinin olan Allah’ ü Teala’nın Mü’min kulları için hazırlamış olduğu mükafat yeridir. Tabi ki bu mükafat yerini hazırlayan Cenab-ı Allah olunca, O’nun ululuğuna yakışır bir mükafat yeri olacağı aşikardır. Hadis-i Kutsi de şöyle buyurmaktadır Yüce Rabbimiz; “Salih kullarım için cennette hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir beşerin gönlünden geçirmediği bir takım nimetler hazırladım.” (Riyazus Salih in 3/397 H.No:1913) Bu Hadis-i Şerifi rivayet eden Ebu Hureyre (r.a.) bu konuda şu ayete müracaat etmemizi de tavsiye etmiştir; “Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.” (Secde Suresi,32/17)
Cennette Mü’minler için hazırlanmış olan nimetlerden bahseden ayeti kerimelerde yeşillikler, ağaçlar, altlarından ırmaklar akan bahçeler vb. gibi benzetmeler yapılmıştır. Bunlar bizim
anlayabilmemiz için verilen örneklerdir. Dünyadaki benzerleri örnek olarak zikredilmiştir ki biz anlayabilelim. Aksi halde bizim anlamamız mümkün olmaz, anlatılanlar zihnimizde şekillenmez, bir mana ifade etmezdi. Oysaki cennet ehline verileceğinden bahsedilen yiyecekler, içecekler, giyecekler vb. nimetler buradakilere benzemez, buradaki nimetler belki onların birer sureti, numunesi, kopyası mesabesinde olabilir. Orada asılları, gerçekleri, tadına ve zevkine doyulmaz mahiyette olanları vardır. Orada kişi ne isterse dilemesi yeterli olacak, dilediği şey anında yanında hazır olacaktır. Bu hususu Ayet-i Kerime müjdelemektedir. “Size orada canınızin çektiği vardır ve size orada ne isteseniz vardır. “( Fussilet suresi,41131 )
Bütün bu nimetlerin en büyüğü ise ‘Ru’yetullah’ Allah’ı görmek olacaktır. Hadis-i Şerifte şöyle buyrulmaktadır: “Cennet ehli cennete girdiklerinde Allah’ü Teâlâ şöyle buyurur: Size vermiş olduğum nimetlerimi artırmamı ister misiniz? Onlar Ya Rab sen yüzümüzü; ak etmedin mi? Bizi cennete koymadın mı? Bizi ateşten korumadın mı? Daha ne isteriz derler. Bunun üzerine perde kalkar, artık cennet ehline Rablerini müşahededen daha sevgili bir şey verilmemiştir. ” (Riyazüs Salih in 3/409 H.No:1928)
Kur’anı Kerim’de Cennetle ilgili anlatılanlar iştah kabartan, hemen içeriye girivermeyi arzulatan cinstendir. Ancak cennetin kapısından içeri girmek için elinizde giriş bileti olması gerekmektedir. Fakat bu bilet diğer biletlere benzemiyor, bu bilet para ile satın alınamıyor, bu bileti alabilmek için çok çalışmak, ömür boyu sürecek bir azim ve kararlılığa sahip olmak gerekiyor. Para ile ilişkisi var ancak, ver parayı al bileti cinsinden değil. Fakir, fukaraya yardım ederek, yaptığı yardımı başa kakmadan, reklamını yapmadan, sağ elinin verdiğini sol elin duymayacak şekilde ve sadece Allah’ın rızasını gözeterek yardım yapmak suretiyle para ile bu biletin temini konusunda mesafe alınabilmektedir. Sadece buda değil cennetin biletine sahip kılan, Allaha karşı görevlerimizi yapmak, insanlara karşı görevlerimizi yapmak, çevremize karşı görevlerimizi yapmak ta gerekmektedir.
Kur’anı Kerimde cennetin kimler için hazırlandığını ifade eden Ayet-i Kerimeler vardır. Bazılarına göz atmak gerekirse şu ayetlere bakabiliriz. “Rabbinizin mağfiretine ve Allah ‘a karşı
gelmekten sakınanlar için hazırlanmış eni gökler ve yer kadar olan cennete koşuşun.” (A/-i İmran Suresi 3/133 ) “Ey İnsanlar! Rabbiniz tarafından bağışlanmaya, Allah ‘a ve Peygamberine inananlar için hazırlanmış, genişliği yerle göğün genişliği kadar olan cennete koşusun; bu Allah’ın dilediğine verdiği lütfudur. Allah, büyük lütuf sahibidir.” (Hadid Suresi 57/21 ) Ayet-i Kerimeleri tetkik ettiğimiz zaman cennete girmenin, diğer bir ifade ile cennetin biletine sahip olabilmenin ipuçlarını vermektedir. Başta iman-ı hakikinin olduğunu görüyoruz, sonra da bütün ibadetleri ihlasla yapmayı içine alan takva’yı görmekteyiz. Zaten İslam’ı yaşamak, yani ibadet, yani Allaha kulluk bundan başka bir şey değildir. Başta gerçek iman gelmektedir. Allaha hakkıyla inanmak, sonra da imanından asla taviz vermemek, sıkıntılı zamanında mevcut olan imanını ve bağlılığını o sıkıntı ortadan kalkınca da devam ettirebilmek, başına imtihan gereği bir musibet geldiği zaman da Allaha karşı olan o kuvvetli imanım ve bağlılığını devam ettirebilmek. Başımıza gelen iyiliklerin, güzelliklerin Allahtan olduğuna, kötülüklerin ve hoş olmayan şeylerin kendi kusurumuzdan olduğunu kavrayabilmek. “Sana ne iyilik gelirse Allah ‘tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir. Seni insanlara peygamber gönderdik, şahit olarak Allah yeter.” (Nisa Suresi 4/79 ) Ne dersiniz sanki bu konuda biraz tersini yapıyormuşuz gibi geliyor bana. Yani sanki iyilikler bizden, kötülükler Allah ‘tan geliyormuş gibi mi algılıyoruz?
Hemen peşinden zikredilen takva ise zaten bütün ibadetleri, bu ibadetleri ihlasla yapmayı içine almaktadır. Takvânın tarifi şöyle yapılmaktadır: İman edip emir ve yasaklarına uyarak, Allaha karşı gelmekten sakınmak, dünya veya ahirette insana zarar verecek, ilahi azaba sebep olabilecek inanç, söz, fiil ve davranışlardan ve her türlü günahtan sakınmak anlamına gelir. Takva sahibine muttaki denir. (Dini Kavramlar Sözlüğü Sh: 348)
İman-ı hakiki ve takva sahibi olan fertlerden oluşan toplum herhalde Ashab-ı Kiram gibi olur ve o topluma huzur toplumu saadet toplumu denir. Böyle olunca yurdumuz cennet olur, bunun sonucunda da cennet bizlere yurt olur. Rabbim yurdumuzu cennet eylesin, cenneti bizlere yurt eylesin.
Kaynak: Yaratana İbadet Yaratılmışa Şefkat.

 

İstanbul/Başakşehir Müftüsü: Remzi PEHLİVAN

Bir Cevap Yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

clear formSubmit